Çok eski bir yerleşim yeri olan bu belde, İstanbul-Tekirdağ karayolu üzerinde olup, Si­livri’nin 18 km. batısında, Marmara kı­yısında güzel bir mahallesidir. Nüfusu, 2023 sayımına göre top­lam nüfusu 9.555’dir. 50035 dönüm arazisi vardır, rakımı da 50’dir. Bu nüfus yaz aylarında çok çok art­maktadır.

İstanbul’un kuruluşundan çok önceleri Mar­mara’nın bu kıyısında, Silivri, Gümüşyaka ve Marmara Ereğlisi önemli birer yerleşim merkezleri idi. Buranın ilk ismi He­rakliapolis idi, zamanla bu isim Heraklia, Eraklia ve sonunda Ereğli olmuştur.

Bu­günkü Marmara Ereğlisi’nin ismi ise Pe­rintos idi. Selimbria ve Perintos arasında kalan bu yerleşim yeri, bu iki çok önemli şehir arasında sıkışıp kalmış olması, ge­lişmesine mâni ve hatta zamanla erimesine sebep olmuştur. Bu yer 1850 yılları nekadar köy ola­rak kalabilmiş bu yıldan sonra buranın yerli halkı Rumlar bu­radan ayrılınca 26.000 dö­nümlük köy arazisi şahısların eline geçerek çiftlik olmuş, o za­manlar buraya Eski Ereğli Çiftliği denilirmiş, daha sonraları Şakir Bey Çiftliği olarak isim­lendirilmiş olup Çorlu’ya bağlı idi. Bu çiftlik bir zaman sonra varislerden Belkıs Hanımın eline geçmiş. Sonuç olarak, daha önce, mü­badelede gelen Yunanistan’ın aynı yöresi halkından olup Si­livri, Çatalca ve Kırklareli’nde oturan bir kısım göçmen va­tandaş birleşerek Belkıs Hanım’a ait bu çiftlik arazisini, Belkıs Hanım’dan köy kurmak şartı ile 1938 yılında, 52.000 TL’na satın alınarak Eski Ereğli köyünü kurdular. Köye 1963 yılında Gümüşyaka ismi verildi, 1970 yılında da Si­livri’ye bağlandı. Kasaba hal­kının çoğunluğu, Patriyot de­nilen Yunanistan, az bir kısmı Bulgaristan göçmeni ve Anadolu’dan ge­lenlerdir.

Mahallenin nüfusu son yıllarda süratle arttı, sahil şeridinin güzelliği sayesinde çok çabuk gelişti, plajlar, yazlık siteler ve çay bahçeleri her tarafı kapladı, bugün kıyıda hiç boş yer kalmadı.

Mahallede tarihi eser olarak pek bir şeye rast­lanılmaz, bunlar ya çalınmış ya da bil­gisizlik sonucu tahrip edilmiştir. Köyün alt tarafındaki incirli Çeşme’nin yalağı, bir vali veya generalin lahtidir, daha aşağıda Kaz li­manında, deniz içinde, iskeleye ait birkaç taş parçası ile doğuya bakan bir kapıya ait olduğu sanılan temel artıklarına rastlanır.

Mahallenin nüfusu yaz aylarında çok art­maktadır. Halkın başlıca gelir kaynağı tarım, hayvancılık, nakliyecilik ve ticarettir. Son yıllarda, sahildeki arazilerin parsellenip satılarak yerleşime açılması tarım alanını ve otlakları daralttığından halkın geçim kay­nağı tarım ve hayvancılıktan uzak­laşmaktadır.

Mahallenin iklimi, kış ayları soğuk fakat fazla sert geçmez, burada Akdeniz iklimi hüküm sürer, rüzgarlar genel olarak lodos, poyraz ve karayeldendir. Bahar ayları kısa sürer, yaz ayları sonbahara kadar bol rüz­garlı geçer.

Bugüne kadar gelen bazı söylentilere göre 1850’lere kadar gelen bu köyün o yıllarda bir salgın hastalık sebebiyle terk edildiği, ikinci bir söylentiye göre, İstanbul-Tekirdağ arasında devlet hazinesinin parası nak­ledilirken bu köyün bulunduğu kısımda gasp edilmesine kızan hükümetin bu köyü de­nizden topa tutması sebebiyle köy ortadan kalkmış, bir müddet sonra da arazi çiftlik olarak şahıslara verilmiş veya satılmıştır.