Bu kilise bugün tamamen ortadan kalkmıştır.
Bu gün bu kilisenin yerinde Çınar Apartmanı vardır. Hatta eskilerin anlattıklarına göre Ahşap Turgut Reis İlkokulu zamanında okul değil Bu Kilisenin Papazının lojmanıymış. Sonradan Cumhuriyetten önce Rum Kız Okulu olmuş, Cumhuriyetle birlikte Silivri Kale içinden Rumlar mübadeleyle Yunanistan’a gidince 1924 yılında Turgut Reis İlkokulu olmuş.
Bugünkü Turgut Reis ilkokulunun karşısında 95-100 yıl kadar önce bir kilise mevcuttu. 40-45 sene evvel ise burada bir bahçe içinde eski kiliseye ait bir parça duvar, bir sütun başlığı ve sütun gövdelerinden ibaret kalıntılar durmaktaydı. Bunları gören O. Feld, bu kalıntıların Spyridon kilisesine ait olabileceğini belirtmişti. Şimdi ise bu bahçede hiçbir kalıntıya rastlanmamaktadır. Dolayısıyla, artık bu yapıyı teşhis etmenin imkânı kalmamıştır. Bundan 47 sene önce, N. Başgelen de bu bahçedeki kalıntıların Bizans devrine ait kayıp bir kilisenin olabileceğini ifade ederek birkaç ay sonra da bu kesimden bir müteahhittin temel açma çalışmaları sırasında makinalarla bir Bizans devri yapısına ait oldukları anlaşılan parçalar çıkarıldığını ve bu eski yapının böylece tahrip edildiğini belirtmişti.
Spyridon kilisesinin esasının Bizans devri içlerine kadar indiği kesindir, ancak 1881 senesinde Silivrili zengin Rumlar tarafından bu binanın yeni baştan ihya edilmesi sağlanmıştır. Bunun için de 1878’de eczacı Stavros Stavrides başkanlığında kurulmuş olan “Hagios Spyridon Derneği” tarafından mimar Konstantin Mavrides görevlendirilmiştir.
Daha sonraları, koleksiyoncu Stamoulis’in kısa bir yazısı ile mimar Mavrides’in bir raporu, kilisenin 1878’deki harap halini ve ihya edildikten yani 1881’den sonraki durumunu gösteren iki fotoğraf ile birlikte “Thrakika” dergisinde yayınlanmıştır.
Spyridon kilisesi, Mavrides’in raporundan anlaşıldığı kadarıyla geçen yüzyılın sonlarına doğru kubbesi delinmiş ve oldukça harap bir vaziyetteydi. İki büyük depremde tahribata uğramıştı. Dış mimarîsi bakımından Bizans sanatının geç devrinin özelliklerini gösteriyordu. Yunan haçı plânlı tipte bir bina olup, ileriye doğru uzayan ve ikonastasis vasıtasıyla naos’tan ayrılan bir bema bölümüne, dışarıya taşkın bir apsis’e, üzeri ahşap çatı ile örtülü bir narthex’e ve bunun üzerinde de gynekaion’a sahipti. Ölçüleri ise şu şekildeydi: Bema bölümü dahil uzunluk, 14mn. 35; gen., 9m.20; kubbe kasnağına kadar yük., 6m.70; kubbe çapı, 5m.20; narthex gen., 2m.25. Kilise iki devir göstermekteydi. Esası VI. Yüzyıla ait olup, daha sonra Orta Bizans devrinde değişikliğe uğramıştı. Naos bölümü X-XII. yüzyıla aitti. Kubbe, dört sütun vasıtasıyla taşınmakta olup, yüksek ve onaltıgen bir kasnağa sahipti.
Tamirden evvel bina harap vaziyette uzun bir süre beklediğinden halk tarafından bazı malzemeleri sökülerek başka amaçlarla kullanılmıştı. Bina kalitesiz ve yetersiz malzemenin kullanılmasından ve çok harap bir hale geldiğinden dolayı kurtarma faaliyetleri sırasında orijinalliğini tamamen kaybetmiştir. Bu yeni binanın öncekinden ne derece farklı olduğu 1881’deki fotoğrafta açıkça görülebilmektedir. S. Eyice de bu hususa: “Mimarın orijinal binayı ya tamamen yıktığını ya da bazen yapıldığı gibi bir kılıf içine alındığına ihtimal verilebilir.” diyerek işaret etmiştir.
Spyridon kilesisin içi çeşitli freskolarla ve ikonalarla süslüydü, ancak bunlar alelacele yapılmış eserlerdi. Bu kiliseden, E.I. Drakós da 1892’de basılan kitabında: “Selybria kalesinde tekrar yapılan Spyridon kilisesi yer alır.” şeklindeki bir cümle ile bahseder. Spyridon kilisesi, yeni baştan ihya edildikten sonra ancak 1905’te ibadete açılabilmişti. Kilisenin etrafında Rum Ortodoks cemaatinin mezarlığı bulunuyordu. Bu mezarlığın dışında da eski Rum Okulu yer alıyordu. Kilisenin hemen yanında ise koleksiyoncu M.A. Stamoulis’in evi ve aile mezarlığı vardı.
Kilisenin duvarları yüzyıllar boyunca 1 m kadar toprağa gömülmüştü. Bundan dolayı, belki de yapıya ait kalıntılar tamamen yok olmamıştır ve şimdiki Turgut Reis ilkokulunun hemen yanındaki sahada yapılacak kazılar yardımıyla bu eski binanın temel izlerine rastlamak mümkün olabilir.