Şimdi Silivri yoğurdunun yapılış tekniğini, bazı özelliklerini ve yoğurda Silivri yoğurdu ismini verdiren faktörleri anlatacağız.
Türkiye’de Süt teknolojisi hakkındaki ilk doktora çalışması Silivri yoğurdu üzerinde yapılmıştır.
Rahmetli Ekrem Hoca, 1930 yıllarında Silivri’ye gelerek, Silivri yoğurdunun nasıl yapıldığını ve tarihçesini incelemiştir. Silivri yoğurdu 1870’li yıllarda yoğurthanelerde yapılmaya başlanmıştır.
Başbakanlık Osmanlı Arşivleri’nde bulunan Silivri ve yoğurtçuluğa dair belgeler ise 1317-1323 (1899-1905) tarihleri aralığına denk gelmekte olduğundan, Silivri bölgesi özelinde 20. yüzyılın ilk yılları itibariyle yoğurt imalatının gerçekleşiyor olduğu sonucu çıkarılmaktadır.
Silivri’de ilk yoğurthanelerde yoğurt toprak çanaklar içinde yapılırmış ve Silivri’de tüketilirmiş, daha sonraları İstanbul’a da gönderilerek İstanbul’da da satılmaya başlanmıştır. İstanbul’a gidiş esnasında yoğurdun kaymak tabakası sarsıntı sonucu bozulduğu için buna engel olma çareleri düşünülüp araştırılmış, sonuç olarak çare bulunmuş, geliştirilen teknik sayesinde sarsıntı sonucu yollarda kaymak tabakasının bozulmasına engel olunmuştur. Geliştirilen teknoloji ile yoğurt yapılan kabın üzerinde kalın bir kaymak tabakası olan, kuru maddesi yüksek miktarda, çok kıvamlı bir yoğurt elde edilmiştir.
Yoğurdun yapılış tarzı değişince, yoğurdun özelliklerinde tat ve nefasetinde de değişiklikler ortaya çıkmış ve bu yoğurt o yıllarda İstanbul halkı tarafından çok beğenilmiş, hatta ilkbaharın gelmesiyle yapılan eğlencelerde Silivri yoğurdu, halk tarafından çiçeklerle süslenip şarkılarla İstanbul’da gezdirilmiş. Ancak, yoğurdu toprak çömlekler içinde İstanbul’a göndermek çok zor olduğundan daha sonraki yıllarda karavana denilen teneke kaplarda (genel olarak 7 Kg Yoğurt alır) yapılarak o şekilde satılmaya başlanmıştır. Bu karavanalarda yapılıp satılan yoğurt Türkiye’nin neresinde yapılırsa yapılsın bu karavanalar yüzünden bu yoğurtlara da Silivri yoğurdu denilmektedir.
1930’lu yıllardan önce Silivri’de yoğurthane olarak özel yerler yoktu, ancak bu yıllardan sonra yoğurthaneler yapılmıştır. Bu tarihe kadar yoğurtlar, ambar gibi binalarda yapılırdı, bu binalar yaz aylarında yoğurt yapmak için, kış aylarında da ot, saman vs. depolamak için kullanılırdı, çünkü Silivri yoğurdu Mart ve Ağustos ayları arasında yapılırdı, diğer aylar bu binalar depo olarak kullanılırdı. 1935 yılında Silivri’de 4 tane yoğurthane bulunuyordu.
YOĞURTHANELERDE SİLİVRİ YOĞURDUNUN YAPILIŞI
Yoğurthaneler üstü kapalı ve zemin kat ekseriya toprak olup iki kısımdan meydana gelir. Birinci kısım, sütün pişirildiği kazan ocakları kısmı olup yoğurthaneye gelen çiğ süt uzun saplı bir tava ile alınıp, sulu veya koyu olup olmadığı, sütün kesilip kesilmediği kontrol edilir.
Süt ya çok ince aralıklı bir elekten veya bir tülbentten süzülerek burada kazana konur. Süt bu kazanlarda 84 C ile 90 C. arasında 150 dakika kadar, pala denilen tahtadan yapılmış, kayık küreğine benzer küreklerle devamlı karıştırılarak pişirilir.
Bu pişirme işi tamamlanınca sıra ikinci kısma, yani karayana ocakları kısmına gelir. Karavana ocakları yoğurthanenin büyüklüğüne göre sayılarda birbirine paralel, zeminden 30-40 cm. yükseklikte uzunlamasına ocaklardır. Bu ocaklara karavanalar dizilir, kazandan alınan sıcak süt bu karavanalara yüksekten dökülür.
Sütün karavanalara yüksekten dökülmesinin sebebi, yüksekten dökülen süt köpük yapar, böylece bütün kaymak tabakası şekilli ve kabarık olur. Bu esnada kazan ocaklarının altından alınan kor, bu karayana ocaklarına yayılır, bundan sonra Silivri yoğurduna Silivri yoğurdu özelliğini veren kaymak pişirme dediğimiz ikinci bir pişirme yapılır.
Süt burada 70 C’ye kadar 30 ila 60 dakika pişirilir. Bu müddet içinde yağ tabakası karavananın üstünde toplanıp kalın bir kaymak tabakası meydana gelir, bundan sonra karavananın altındaki ateş alınıp süt kendi halinde soğumaya bırakılır, mayalanma derecesine gelince, ki bu 42.5 C ile 43 C. arasında değişir, kışın biraz daha yüksek, yazın ise biraz daha düşük derecede mayalama yapılır. Maya bir gün önce yapılan yoğurttan alınıp biraz suyla karıştırılarak hazırlanır.
Hazırlanan maya bu iş için özel enjektörle yapılır. Burada enjektör kullanılmasının sebebi kaymak tabakasının bozulmaması içindir. Yoğurt yapımında kaymak tabakasının bozulmamasına çok dikkat edilmelidir. Mayalama işi bittikten sonra karavanaların üzeri çuvallarla örtülür, içerinin soğuyup mayalanmaya engel olmaması için kapı, pencere her taraf kapatılır. Süt 185 ile 240 dakika arasında yoğurt halini alır. Bu müddetin sonunda karavanaların üzerindeki çuvallar alınır, kapılar, pencereler açılarak yoğurt hane havalandırılıp soğutulur. Mayalanma müddeti yaz ve kış aylarına göre değişir. Karavanalar sabaha ‘kadar burada bırakılır, buradan ertesi günü pazarlara gönderilir. Mayalanma bitip örtüler kaldırıldıktan sonra yoğurdun sıcaklığının 30 C. ile 38 C. arasında değiştiği saptanır.
Silivri yoğurdunda kuru madde %19,5 civarında, yağ oranı (1’0 28’e kadar, protein %8,4, Süt şekeri %4,7 dir.
Bugün yukarıda bahsettiğimiz bu teknik değişmiştir, esasında her şey değişmiştir, Silivri yoğurdu sadece hayallerimizde kalmıştır. Bugün aynı teknikle yoğurt yapılsa bile yine de Silivri yoğurdu değildir; bir yoğurdun Silivri yoğurdu olabilmesi için bu yapım tekniğinden başka malzemenin de ayrı bir özelliği var. Birinci koşul süt, nesli bozulmamış, melezleşmemiş halis kıvırcık koyununun sütü olmalı, ikinci koşul bu koyunlar Silivri’nin Tuzla merasında yayılmış olmalı (suni yem olmamalı), üçüncü koşul yoğurthanede, gelen sütün yağını, kremasını almaya yarayan krema makinesi bulunmamalıdır.
Türkiye’de yoğurt tüketimi kişi başına 20 kg’dır, bu Avrupa ülkelerinde daha fazladır.
Yoğurt folklorumuza da girmiş, bazen atasözü gibi de kullanılmıştır:
Allah bir, Peygamber hak
Pekmez kara, yoğurt ak.
Çocukla yoğurt yiyen yüzüne gözüne bulaştırır.
Her yiğidin bir yoğurt yiyişi vardır.
Damızlıksız yoğurt tutmaz.
Kimse yoğurdum ekşi demez.
Sağlama yoğurt, hastaya yoğurt, fazlaca koyun doğurt.
Sütten ağzı yanan yoğurdu üfleyerek yer.
Yoğurt ezme, yazı yazma unutulmaz marifettir.
(Torba yoğurdu için söylenmiştir.)
Yoğurt yazın beyler önüne, kışın keller önüne.
Yoğurdu koyundan, avradı köyünden al.
Ayrandan ucuz katık olmaz.
Ayranı kabarmış.
Ayranı yok aşına, fesleğen takar başına.
Ayranı yok içmeye, tahtırevanla gider …maya.
Rabbim, yazın ayransız, kışın yorgansız bırakma.