Bu bölümde Silivri’de kalan az sayıdaki eski evden söz edeceğiz. Bu evlerin hemen hepsi Silivri’nin Rum ve Ermeni sakinlerince yaptırılmış olup, yapılış tarihlerini kesin olarak saptamak zordur. Bugün ayakta olanlar, kesin olmamakla birlikte 1880-1900 yılları arasında yapılmıştır.
Saptamamıza göre, bu evlerin pek çok bölümü önemli bir değişiklik görmeden günümüze gelebilmiştir. Yalnız, bu eski yapıların ayakta durabilmeleri için zaman zaman gerekli onarımlar ve ufak tefek değişiklikler yapılmıştır. Bunlar da çoğunlukla yapının karakterini bozmamışlardır.
Yapılarda malzeme olarak en çok ahşap görülür. Zemin katlar moloz taş ve sırlı tuğladan yapılmıştır. Üst kat duvarları hımış ve bağdadidir, üst katların tavan ve yan döşemeleriyse ahşaptır.
Zemin katlar sokağa kapalı yapılmıştır. Üst katlarda üçgen ve düzgün çıkmaların yer aldığı görülür. Böylelikle üst katlarda bir genişleme olduğu gibi, sokağa açılma da sağlanmış olur.
Bazı yapılardaysa, alt katlarda yamuk olan cephenin, üst katlardaki çıkmalarla düzeltilmiş olduğu gözlenir. Evlerin iç bölümlerinde duvarlar genellikle sıvalıdır. Saptadığımız kadarıyla, tüm evlerde banyo sonradan eklenmiştir. En çok mutfağa önem verilmiş olduğu, hepsinin ocağı ve davlumbazı bulunduğu görülür. Hemen her evin giriş katında, yaklaşık 200 litre su alabilen depolar vardır. Eskiden Kale içinde suyun az bulunması, böyle bir önlemi gerekli kılmıştır.
İki ya da üç kattan oluşan evlerin hepsinin bodrumu vardır. Her evde çamaşır yıkama odası, odunluk ve depo bulunmaktadır. Merdiven altı boşluklarından depo olarak yararlanılmıştır. Evlerde çoğu kez havalandırma bacalarına rastlanır.
Zemin katlarda çoğunlukla birden fazla giriş vardır. Bahçeye önem verildiği için, buraya bir ya da iki çıkış verilmiştir.
Odalarda şömine bulunmamaktadır. Genel olarak mangal ya da soba ile ısındıkları anlaşılıyor. Yakıtlarıysa, o zamanlar orman bol olduğu için, odun olsa gerektir.
Konumuz olan Silivri evlerinde zemin kat dışında, diğer katların duvarları ya hımış ya da bağdadi biçiminde yapılmıştır.
(Hımış: Ağaç çatkı arasına kerpiç doldurularak yapılan duvar ya da binaya denir.
Bağdadi: Tahta direklere 5’er cm. eninde çıtalar çakılır, bunların (üzeri sıvanır. Böylelikle oluşturulan duvar ya da tavanlara bağdadi denir.)
SARIBEKİR EVİ
Sarıbekir ailesine ait olan bu ev, Fatih Mahallesi, Pak Sokak, No: 18’dedir. Bu yüzyılın başlarında Kalçaoğlu adlı bir Silivrili Rum tarafından yaptırılan bina 1600 altın liraya mal olmuştu. Bir süre önce restore edilen binanın yalnızca ön cephesi yola bakar, arka cephesi çok güzel deniz manzaralıdır.
Binanın ana girişi Pak Sokağı’ndandır. Duvarları moloz taştan olan zemin katına, eskiden kuzeyindeki bahçeden merdivenlerle ulaşılan bir giriş vardı. Binanın iki yanı (kuzey ve güneyi) evlerle kapanınca, bu merdiven kaldırıldı. Şimdi ön cephesindeki küçük bir kapıdan zemine inilmektedir.
Zeminin üzerindeki iki kat ahşaptır. Zemin katta çokça miktarda su alacak depolar ve çamaşırhane, diğer iki katta da birer mutfak vardır. Odalarda havalandırma bacaları bulunmaktadır. Denize bakan arka cephede her iki katta da birer balkon vardır.
Ön cephenin üst katı, iki iyon başlıklı sütunun üzerinde yer alan baştaban (arşitrav) ve üçgen alınlıkla biçimlendirilmiştir. Odaların duvar süslemeleri de antik Yunan Roma evlerini çağrıştıran bir neoklasik anlayışı yansıtırlar. Tavanların bazıları da bezemelidir.
- YY yapısı olan bu Rum evi 22 ada 44 parselde yer almaktadır. Ahşap yapı A. Stamoulis Evi gibi Neoklasik detaylarla (pencere silmleri altındaki volütler, üçgen alınlık) hareketlendirilmiştir. Saribekir Evi de A. Stamoulis Evi gibi kale duvarı üzerinde yer almaktadır.
Bina restore edildikten sonra, onu korumakla görevli bir aile oturmaktadır.
MÜMİN (ONBAŞI) ARK EVİ
1870’lerde yapılmış olan bu evin ilk sahibinin çok zengin bir kişi olduğu söylenmektedir. Evin kuzey ve batıya tam, güneye yarım cephesi vardır. Üç yana cephesi olduğundan, binanın beş ayrı girişi bulunmaktadır.
Zemin kat moloz taştır. Binanın dışı, katların taban ve tavanı ahşaptır.
Zemin katta, girişte duvara gömme bir kemerli ocak, kapının sağ yanında su deposu, büyük lavabo ve girişin karşısında bahçeye çıkış vardır. Mutfaktaysa mermer bir tezgâh, davlumbazlı kare bir ocak bulunmaktadır. Ayrıca, tavanda demirden yapılmış göbekli bir süsleme dikkati çeker. Yine giriş holünde 200 litrelik bir su deposu vardır. Bu depo toprağa gömülüdür ve kapağı zeminle aynı düzeydedir. Zemin kattaki odaların evin hizmetçilerine ait olduğu düşünülebilir.
Bina günümüzde harap bir durumdadır. Ahşap kaplamalar çürümüş ve yer yer dökülmektedir. Bu yapı, restore edildiğinde çok görkemli bir görünüme sahip olacaktı. 1994 yılı başlarında yanmıştır.
ŞEYTAN HOCA EVİ
Ali Biçen satmamıştır. Kuzeyinde Nuri Bey’in evi bulunuyor, güneyinde ise birçok ev bulunuyordu, bir yangında hepsi tamamen yanmıştır. Binada bir bodrum, üç odalı bir kat, onun üzerinde de dört odalı bir kat daha bulunuyor. Arkada ufak bir bahçesi de vardır.
BÜYÜK PAPAZIN EVİ
Bu bina, Silivri’ye gelen Metropolitlerin ikamet ettiği evdir. Yaklaşık olarak 1890’larda yapılmıştır. Bu eve halk arasında “Büyük Papazın Evi” denilmektedir. Zemin katı moloz taş, üst katlar ahşaptır. Duvarlar dıştan ahşap kaplama, içte bağdadidir.
Bina, mübadelede Hüseyin Güntürk’ün babası ve amcasına verilmiştir. Bugün şoför Ahmet Sabuncu’ya ait olan bina boştur ve yıkıp yerine apartman dikilmesini beklemektedir. (Bina yıkılmış yerine apartman yapılmıştır.)
ARSLAN ULUŞAHiN EVİ
Fatih Mahallesi, Tavanlıçeşme Sokak No: 26’da bulunmaktadır. Bu ev Arslan Uluşahin’in iki oğlu tarafından iki kısma ayrılmış, güney kısmında Merhum Şahin Uluşahin’in kardeşi Merhum Halim Uluşahin’lere giriş merdiveni, kuzey kısmında da Merhum Şahin Uluşahin’lerin giriş merdiveni bulunmaktadır. Binanın batı cephesi Silivri surlarının batı duvarı üzerinde bulunduğu için, bu cephe denize bakmaktadır. Binanın doğu cephesi yola bakar. Binanın temel ve zemin katı moloz taş, üst katları ahşaptır.
- STAMOULİS EVİ
Silivri, Fatih Mahallesi Tavanlıçeşme Sokak, No: 40’takı Fabrikatör Stamoulis’e (Silivrililer “İstambuli” derler) ait ev. A. Kemal Silivrili vereseleri tarafından dış ahşap kaplamalar sökülerek bugünkü haline getirilmiştir. Bu evin 1860-1890 yılları arasında yapıldığı tahmin ediliyor. Yunanistan’da (Karamanlis kabinesinde Ticaret bakanlığı yapan) Stamoulis’in babasının evidir.
Yapı bahçe duvarı sınırları içinde kalan alanı, 22 ada 29,30 ve 97 parsellerdedir. Binanın yer aldığı 22 ada 29 parsel tescillidir. 22 ada 30 parsel bahçenin güneybatı tarafını ve 22 ada 97 parsel ise bahçenin kuzeydoğu tarafını oluşturmaktadır. A. Stamoulis Evi, Silivri Kalesi’nin Çarşı Kapısı’yla başlayan kuzey-güney doğrultusundaki Tavanlı Çeşme Sokağı aksı üzerinde yer almaktadır.
Binanın aynı zamanda giriş cephesi de olan güneydoğu cephesi Tavanlı Çeşme Sokağı, kuzeybatı cephesi ise batı sur duvarı üzerindedir. 19. YY yapısı olan yapının, yapım yılına ait net bir bilgiye ulaşılamamıştır. Yapının 1860-1890 yılları arasında yapıldığının tahmin edildiğini ifade edilmektedir. Binaya ait ulaşılan en eski belge olan 1895 yılında çekilmiş Silivri’nin panoramik fotoğrafında da binanın yeri, Fatih Cami, Piri Mehmet Paşa Camii ve A. Stamoulis’in un ve yağ fabrikası röper alınarak tespit edilmeye çalışılmıştır. Ancak yapının yeri üç parçadan oluşan fotoğrafın birleşme 22 yerine isabet ettiğinden yapıya ilişkin görsel veri sağlanamamıştır.
Yapının 19. YY sonunda inşa edildiği tahmin edilmektedir. Elde edilen veriler doğrultusunda A. Stamoulis Evi’nde başlıca dört dönem belirlenmiştir. İlk dönem A. Stamoulis’in yaşadığı 19. YY sonundan 1925 yılına kadar geçen aralığı kapsamaktadır. Mübadele sonucu ülkeyi terk etmek zorunda kalan A. Stamoulis’in kendisine ait 500 parça tarihi eserden oluşan koleksiyonunu 1925 yılı Temmuz’unda Türk makamlarına teslim ettiğine dair bir belgenin var olduğu bilinmektedir. 1925 yılında A. Stamoulis’in mübadeleyle Yunanistan’a gitmesinin ardından, yapıya ilişkin ulaşılabilen en eski belge 1937 yılına ait olduğu tahmin edilen bina vergisi tahrir cetvelidir.
İkinci dönem; 1937 yılından başlayıp, 1975 yılına kadar geçen zamandır. Bu dönemde yapının mülkiyeti Silivrili ailesine geçmiştir. Yapıya ilişkin 1937 yılına ait olduğu tahmin edilen bina vergisi tahrir cetvelinde tarih yer almamaktadır. Ancak tahrir cetvellerinin son olarak 1937 yılında yapıldığı bilindiğinden, belgenin de bu tarihe ait olduğu düşünülmektedir. Mülkiyetin “Mehmet Kalfa oğlu Ahmet Kemal Bey’de” olduğu ifade edilmiştir. Dolayısıyla, binanın Stamoulisler’in terk ettiği 1925 yılı ile mülkiyetin Silivrili ailesine geçtiği 1937 yılı arasındaki durumu ile ilgili kesin bir veri sağlanamamıştır. 1975 yılında Silivrili ailesinin fertlerinden başka bir kullanıcı yapıda yaşamıştır.
Üçüncü dönem ise 1975 yılından yapının boş kaldığı 1995 yılına kadar geçen zamandır. Bu dönem içinde 1983 yılında yapıda birtakım müdahalelerde bulunulmuştur. Dördüncü dönem ise 1995 yılından günümüze kadar geçen dönemdir. Bugün de mülkiyeti Silivrili ailesinde olan yapının zemin katında hizmet mekanlarının olduğu kısımda bir bekçi ve ailesi yaşamaktadır. Binada bazı niteliksiz onarımlar yapılmıştır.
Silivri Fatih Mahallesi’ndeki 19. yy’a ait sivil mimarlık örneklerinin pek çoğu burada yaşayan Rum ve Ermeni asıllı vatandaşlar tarafından yaptırılmıştır. Bu yapıların çoğunun zemin katı kâgir, üst katları ahşaptır. A. Stamoulis Evi’nin güneydoğu cephesinde görülen pencere silmeleri altındaki iyon volütler, aynı tip volütlerin balkon altında da kullanılması, katlar arasındaki taş profilli silmeler gibi Neoklasik detaylarla sade cephe hareketlendirilmiştir.
MECİT ULUŞAHİN EVİ
Yanaki Çorbacı’nın yaptırdığı, bugün merhum Hüseyin Uluşahin vereselerinden Mecit Uluşahin’e ait ev. Yanaki Çorbacı Istranca’lı bir Rum olup, ailesi Silivri’ye gelip yerleşmiş. Sevilen bir kişi olduğundan epeyce bir müddet Belediye Reisliği de yapmış. 1924’te Mübadelede Yunanistan’a gidince ev Süleyman Kamburoğlu ile kardeşine verilmiş, iki kardeş anlaşamadıkları için mahkeme kararı ile satılmış. O zaman Uluşahin’lerce 1650 liraya satın alınmış. Binanın zemin katı moloz taş, üst iki kat ahşaptır. Zükür Mektep Sokak’la Tavanlıçeşme Sokağı’nın başlangıcında, hemen Silivri surlarının Çarşı Kapı bitişinde bulunmakta olup bina restore edilmiş, bakımlı ve oturmaya elverişlidir. Binanın kapısı Zükür Mektep (erkek okulu) Sokağı’na bakar ve numarası ‘dir. Bu binanın yapımı 1900’lü yıllarda olup bir müddet mahkeme binası olarak da kullanılmış, Hükümet binasının yapımı bittikten sonra Adliye yeni binaya taşınmış.
Tavanlıçeşme Sokak No: B/deki Ev
Bu evi yaptıran Eczacı Civani adlı bir kişidir. Silivri surlarının Çarşı Kapı bitişiğinde, kapının kuzey bölümünde olup, Mecit Uluşahin evinin tam karşısındadır. Bugün harap ve oturulmaz durumdaki bina, şoför Esat vereselerine aittir.
Fatih Cami Sokak, No:4’teki Ev
Kaladon adlı dul bir kadına aitti. Bakımlı ve içinde oturulur durumdadır. Bina, Özel idare Dispanseri (yıkılan eski Devlet Hastanesi yerinde) yapıl
madan önce bir süre dispanser olarak kullanılmıştır. Silivri surlarının dışında olup, surun kuzey duvarına bitişiktir. Bugün şoför Muharrem vereselerine aittir.
ALTAN ULUŞAHİN EVİ
Binanın yapımına 1920’lerde başlayan, Stamoulis’in damadı doktor Miltiyadis’tir. A. Stamoulis Evi gibi tüm katları kâgir olan bu yapı 145 ada 31 parselde, Yıldız Sokak üzerinde bulunmaktadır. Günümüzde bina Altan Uluşahin’e aittir Bina bittikten sonra içinde oturamadan Yunanistan’a gitmiştir. Bugün bu bina izzet Uluşahin’in oğlu Altan Uluşahin’e ait olup, çok bakımlıdır. On cephesi Zükür Mektep Sokağı’na bakar. Altan Uluşahin
Evi’nin cephesinde de Neoklasik üslup, Ion tipi başlıklı kabartma sütunlar ve taş profilli kat silmeleri ile vurgulanmıştır
Fatih Cami Sokak No: 34’teki Ev
Bina Fatih Cami Sokak no: 34’te bulunup Apokaukos Kilisesi’nin tam karşısında olup bir Silivrili Rum tarafından yaptırılıp, mübadelede Yusuf Çoğal’a verilmiştir. Bina bakımlı ve halen içinde oturulmaktadır. Vereseleri tarafından bina başkalarına satılmıştır.
TEVFİK EFENDİ EVİ
Bina Hacı Mikail isimli bir Ermeni kereste tüccarı tarafından yaptırılmış, Tavanlıçeşme Sokak No: 28’de bulunmaktadır. Bu bina Silivri’nin en görkemli binalarından olup bodrum kat üzerine üç katı ve ayrıca bir de çatı katı vardır. Bina 1900’lü yıllarda yapılmıştır, halen Tevfik Onater vereselerine aittir. Bina restore edilip korunma altına alınmıştır.