Silivri’nin kuzeybatısında, Silivri’ye 14 km. mesafede, 2023 nüfus sayımına göre toplam nüfusu 1.045, 110 rakımlı, 20860 dönüm araziye sahip bir köydür.
Köyün eski adı Cüce Sekban’dır. (Büyük Sekban çorlu ilçesindedir) Köyün ilk halkı Anadolu ve Trakya’nın muhtelif yerlerinde (Maraş, Edirne, Çorlu, Ereğli ve İzmit) yaşayan Sekbanlu isimli Yörüklerdir. Bu yörükler, Türklerin Trakya’ya yayılmaya başladığı yıllarda Anadolu’dan getirilip buralara yerleştirilenlerdendir. Bir müddet sonra bu yörükler buradan daha başka yerlere göç etmişlerdir.
Bulgarların Türk çiftliklerine yerleşmeleri 1768 Osmanlı-Rus savaşından sonraya rastlar, bunların yerleşim bölgeleri Çatalca’nın Terkos civarındaki bazı çiftlikler olup Bulgarların Osmanlı sınırından dışarı çıkarılmalarından sonra yine aynı sahiplerine verilmiştir.
Önemli ve tutucu bir Bulgar köyü olan Seymen köyü, Bulgar Eksarhına bağlı idi.
(Eksarh, patrik ile metropolit arasında bağımsız bir kilise başkanı, yani bağımsız Bulgar Ortodoks Kilisesi)
Seymen, 1858 yılından sonra bir Türk çiftliği haline gelmiştir. Burada yaşayan ve Türk çiftliklerinde çalışan bu yoksul Bulgar göçmenlerinin bir kısmı 1912 yılına kadar burada kalarak bu çiftliklerde işçi olarak çalıştılar. 19 yüzyıl ikinci yarısında Silivri çevresinde (Kurfalı, B. Çavuşlu ve Kadıköy gibi köylerde) Bulgar mahallelerinin bulunduğu bilinmektedir.
Bir Bulgar köyü görünümünde olan Seymen’de Rum halktan kimse yoktu, o zaman Bulgarların yaptığı kilise hala köy içinde bulunmaktadır. Balkan harbinden sonra bu köydeki Bulgar ziraat işçileri olan Bulgarlar Seymen’den ayrılmaya başlamışlardır. Bunların yerine Bulgaristan’dan gelen Türk muhacirler yerleşiyorlar.
Balkan harbi esnasında bir miktar göçmen Selanik’ten, 1914 yılında da Varna’dan 10 hane kadar göçmen, ayrıca 5 hane Boşnaklar 1 hane Arnavut’ta gelip yerleşiyorlar. Balkan Harbi içinde bir kısım halk Varna’dan kaçarak İstanbul’a geliyorlar. Bir müddet dolaştıktan sonra Çatalca Mutasarrıflığından iskân için yer istiyorlar. Mutasarrıflık da onlara Kurfallı, Sinekli ve Seymen köylerini teklif ediyor, sonuç olarak Seymen köyüne yerleşmeye karar veriyorlar ve Seymen’e yerleşiyorlar. Balkan harbi bittikten sonra Varna’da kalan akrabalarını da Seymen’e çağırıyorlar, böylece 1914 yılında 15 aile daha gelip yerleşiyorlar, sonuç olarak 133 hane iskân edilmiş oluyor. Bunların içinde Bosna’dan gelen Boşnaklar az bir miktardadır.
Köyün geçim kaynağı, çiftçilik ve hayvancılıktır. Köyün camii, ilkokulu bulunmaktadır. Köyde Klassis Oteli’nin yaptırdığı 1500 dönüm araziye kurulmuş bir de golf sahası bulunmaktadır.
Seymen Köyü, son yıllarda lale üretimiyle kalkınıyor. Çünkü bahar aylarında İstanbul’u rengârenk bir hale getiren lale soğanlarının önemli bölümü, burada üretiliyor.
İstanbul’un caddelerini, meydanlarını süsleyen rengârenk lalelerin önemli bir kısmı Silivri’ye bağlı Seymen Köyü’nde yetiştiriliyor.
Yıllar önce temelleri atılan projede, önce yedi aile çalışmaya başlamış. Bakmışlar, geliri yüksek bir iş bu; bir yıl sonra 16 aile daha projeye dahil olmuş.
Yani Seymen Köyü’nde 23 ailenin hayatı, laleler sayesinde değişmiş durumda. Tabii ki değişen sadece bu ailelerin ekonomik durumu değil. Tüm köy ahalisi lale üretiminde yer alıyor ve kazandıkları para köy içinde dağıtılıyor.
(Sekban, bir çeşit asker demektir)