Silivri’nin kuzeyinde, Silivri’ye 18 km. mesafede, Silivri- Bekirli yolu, ayrıca İstanbul Edirne demiryolu üzerinde bir tren istasyonu bulunan 2023 sayımına göre, toplam 552, 155 rakımlı 23212 dönüm arazisi bulunan eski bir mahalledir.
Osmanlı İmparatorluğu’nun gelişme devirlerinde, Anadolu’dan pek çok Yörük Türk-men aşiretleri getirilerek Balkanlardaki yeni ele geçirilmiş topraklara ve Trakya’da bazı yerlere yerleştirildiler. Bu aşiretlerin bir cemaati de Kurfalılar olup Aydın sancağından, Edirne, Cumapazarı, Silistre ve Silivri’nin bugünkü adı Kurfalı olan köyüne yerleştirildi. Kulfallı veya Kulfalu veya Kulfalobası denilen cemaatin adı o zaman bu köye verilmiş ve zamanla galat olarak Kurfalı’ya dönüşmüştür. Bir zaman geçtikten sonra Kulfallı cemaatinin buradan ayrıldığı, bunun yerine Rumların gelip yerleştiklerini görüyoruz. Daha sonraları buraya Bulgar muhacirler de gelince, bu köy Osmanlı imparatorluğu’nun son yıllarında, bir Rum Bulgar karmasının barındığı bir köy olup çıkmış, köyde yok denecek kadar Türkler kalmıştı.
İstiklal Savaş’ımız sonunda Yunanlılarla yapılan mübadelede burada oturan Rum aileler Yunanistan’a, Yunanistan’daki bir kısım Türkler de buraya iskân edilmişlerdir. Bulgar ailelerin çoğunlukta olduğu bu köyde, 1935 yılına kadar Bulgar aileler bulunuyordu. Bu ailelerin büyük bir kısmı 1928 yılında Bulgaristan’a, bir kısmı da İstanbul’a göç etmişlerdi.
Bu köyün tamamen Türk köyü oluşu 1935 yılına rastlar. Bulgaristan’da komünist rejim canlanmaya başlarken daha o zaman Türklere baskı politikası başlamıştı, gaye, Türklerin mal ve mülklerini bırakıp Türkiye’ye kaçmaları ve bunun sonucu olarak bu mallara zahmetsizce sahip olabilmeleri idi.
İşte bu aşırı baskılara dayanamayan Bulgaristan’daki Eskicuma’nın Kediören köyü halkı toptan Türkiye’ye göç etme kararı alırlar. İşte bu sırada Kurfalı köyünde 52 hanenin 260 nüfuslu Bulgar halkı, aralarından birkaç kişiyi temsilci se¬çerek kendilerine yerleşebilecekleri bir yer aramaları için Bulgaristan’a gönderirler ve bu arada Kediören köyüne de gelirler ve Kediören’lilerin de Türkiye’ye göç etmek is¬tediklerini öğrenince bu köylülerle mübadeleye karar verirler ve anlaşırlar.
Tür¬kiye’ye gelecek olan Kediören köylüler, Kurfalı köyündeki Bulgarların, Kurfalı’daki Bulgarlar da Kediören köyündeki Türklerin ev ve arazilerini paylaşacaklar, bu paylaşmayı aralarından seçilecek beşer kişilik bilirkişi yapacaktı. Bu şekilde bir protokol imzalayıp Türk ve Bulgar hükümetlerine bildiriyorlar. Bulgar hükümeti bu işe pek yanaşmamakla beraber, Türkiye’den gelen 5 kişilik bilirkişi heyeti Bulgar Başbakanına ağlayarak, kızlarını Türklerle evlendirmek mecburiyetinde kaldıklarını, kendilerini de Türkleşeceklerini ısrarla söylemeleri üzerine Bulgar hükümeti de bu işe rıza gösteriyor.
Bundan sonra 52 hanenin varlıkları resmiyete bağlanmış, Türkler aralarından anlaşarak, parası olanlar paralarını ve altınlarını Türkiye’de almak üzere merhum Salih Çobanoğlu ile İsmail Hasanoğlu’na teslim ediyorlar.
Kafileden önce bu iki Türk temsilci Kurfalı köyüne geliyorlar, burada 6 ay kalıyorlar, 2.2.1934 tarihinde mübadele işi Atatürk’ün tasdikinden geçiyor, tam mübadele olacağı sırada Bulgaristan’da çıkan bir karışıklık, bu değişim işini bir 6 ay daha geriye atıyor.
Sonuç olarak 13.4.1935 günü Bulgaristan’a gelen tam yetkili Türk temsilcilerinin başvurusu üzerine, Bulgarlar Türklere 35 vagonluk bir katar veriyorlar, eşyalar denk haline getirilip tam trene yüklenecek, beklenmedik bir olay yine işleri karıştırıyor. Bir Bulgar kızı bir Türk gencine kaçmış, onunla beraber Türkiye’ye gelmek istiyor, kızın babasının şikâyeti üzerine, Bulgarlar kafilenin hareketine mâni oluyorlar. Neticede kızın ağlayıp sızlanmasına karşın yine de kızı babasına teslim ediyorlar da böylece Bulgarlar katarın hareketine izin veriyor. Katar 14.4.1935 günü hareket edip 15.4.1935 günü Türk hu¬dudundan içeri giriyor, Türkler oh deyip derin bir nefes alıyorlar. Türkler Kurfalı köyüne gelir gelmez buradaki Bulgarlar da aynı katarla Bulgaristan’a dönüyorlar, bu¬ralardan Bulgaristan’a dönmek istemeyen birkaç Bulgar aile köyde kalıyorlar.
Kurfalı köyüne daha önce, 1924’te Yunancılarla yapılan mübadele anlaşması so¬nucu Renda ve Nasliç’den gelen 15 hane Patriyot iskân edilmişti, ayrıca 1928’de 13 hane de Bulgaristan’ın Pravadi eyaletinden gelen Türk göçmenler Kurfalı’daki Bulgar ailelerle beraber yaşıyorlardı, 1935 yılının sonlarına kadar hiçbir Bulgar aile kalmamak üzere köyü terk ettiler.
Kurfallı Köyü bir Rum-Bulgar karma köyü olmasına rağmen, burada önemli sayıda Türkler de oturuyorlardı. Türklerin mahallesi tren istasyonu tarafında idi, cami cumhuriyetten önce köyden geçen Anastas’ın Uzun Surunun taşlarından yapılmıştı. Bulgar kilisesi de bugünkü muhtarlık binasının olduğu yerde idi. Osmanlı imparatorluğu idaresinin son yıllarında köyde hiç Rum kalmamış olduğu için Rumlara ait bir kilise de yoktu. Bulgar kilisesinin bahçesinde bir de okul bulunuyordu.
Köyden geçen Uzun Sur, tren istasyonu yakınlarında demiryolunu kestikten sonra bir müddet demiryoluna paralel olarak devam eder ve burada surun mevcudiyeti toprak üzerinde görülebilir.
Köyün arazisi verimli ve köy halkının geçim kaynağı, çiftçilik, hayvancılık ve sütçülük olup halk çok zengin olmamakla beraber fakir de değildir. Köy iktisadi bakımdan kendi yağı ile kavrulmaktadır. 1985 nüfusu, 1975 nüfusuna göre 122 kişi daha azdır. Köyde bir ilkokul, bir Tarım Kredi Kooperatifi bulunmaktadır.
SİLİVRİ ALBÜMÜ
- 2005 Yılı Fotoğrafları13 Aralık 2024 - 20:17
- 2004 Yılı Fotoğrafları13 Aralık 2024 - 19:59
- 2002 Yılı Fotoğrafları13 Aralık 2024 - 19:36
- 1990 -2000 Yılları Fotoğrafları13 Aralık 2024 - 19:29
- Silivri 1970-1980 Yılları Fotoğrafları13 Aralık 2024 - 19:16