Silivri’deki eski Rum-Ortodoks ki­liselerinin adları çeşitli kaynaklarca veriliyorsa da günümüzde bunlardan hiçbir iz kalmadığı için, yerlerini saptamak güçtür. Bugünkü Fatih Camisi’nden önceki aynı adlı caminin eski bir kilise olduğu kesin olarak biliniyor. (Bkz. “A. Apokaukos ve Silivri’de Bizans kilisesi” bölümü). Bunun dışında, eskiden önemli kiliselerin bulunduğu iki yer var Silivri’de: Bunlardan biri, şimdiki Kale Parkı; ikincisi Turgut Reis ilkokulu karşısında Bülent Uluşahin’lerin yaptırdığı Çınar Apartmanı ve arkasındaki arsanın olduğu yer.

Silivri’yi 1675’te gören Jean Covel, burada bir zamanlar 22 Rum kilisesi olduğunu ve bunların 14 tane kaldığını belirtiyor. Covel, ziyaret ettiği Metropolitlik Kilisesi’nin Mer­yemana’ya atfedildiğini söylüyor. Burada bulunan bir Meryemana ikonasından ve Azize Kseyni’nin (ikseni) muhafaza edilen kemiklerinden söz ediyor. Covel, ayrıca gördüğü başka bir kilisenin Aya Yorgi adını taşıdığını ve en eski kilise olduğunu söy­lüyor. Burada bir ayazma (kutsal su) ile il­gili bir yazıt dikkati çekiyor.

Grek Ansiklopedisi’nin 21. cildinin 711. sayfasında “Selymbria” (Silivri) maddesinde Rum kiliseleriyle ilgili şu bilgiler vardır: “Buranın Rum sakinlerinin… üç kilisesi bu­lunuyordu. Birincisi Metropolitlik Kilisesiydi ve bu, Meryemana’nın Doğumu adına yaptırılmıştı. Burada mucizevî bir ikon, Aziz Agathonikos’un başı ve Azize Kseyni’nin kemikleri muhafaza ediliyordu. (Aziz Agathonikos 290 yılında Silivri’de öl­müştür.) ikinci kilise Aziz Spiridon Ki­lisesidir ve Bizans sanatının kaliteli bir ör­neğidir. Üçüncü kilise ise “Paraporti” denilen yerde, Meryemana’nın Ölümü yani Kinisis (Koimesis) denilen olaya ithafen inşa edilmiştir.”

Feridun Dirimtekin, 1965’te yayınlanan Ayasofya Yıllığı, No. 6’da Silivri ki­liselerinden şöyle söz ediyor: “Silivri’de vaktiyle Metropolitlik Kilisesi Ayos Sotris Kilisesiydi, Bizans tekniğiyle yapılmıştı. Ay­rıca Paraporta’daki Kinisis Kilisesi de mev­cuttu. Eski kaynaklara göre Silivri’de bir Metropolitlik Kilisesi ve bir de Meryem’in Doğum Kilisesi vardı ve burada Silivriani Panagia isimli mucize yaratan bir ikon vardı.”

Dirimtekin, “Silivri’deki Bizans Kalesi”ni anlattığı bu çalışmasının bir başka yerinde, Kale’nin doğu cephesindeki surlarında bir paraporta (yankapı) olması olasılığından söz ediyor ve şöyle bir açıklama getiriyor: “Çünkü bu kısım surların gerisindeki ma­halle Paraporta mahallesidir. Gerisinde de kilisesi bulunmakta idi. Bu kilisenin bu­lunduğu yer parka dönüştürülmüştür. (Kale Parkı). Gerisinde bulunan, eklentileri ol­ması gereken binalardır.”

Görüldüğü gibi, Grek Ansiklopedisi, Met­ropolitlik Kilisesi’nin Meryemana’nın doğumu’na adandığını ileri sürerken, Di­rimtekin, Metropolitlik Kilisesi dışında bir de Meryem’in Doğum Kilisesi’nin var­lığından söz ediyor. Metropolitlik Ki­lisesi’nin adını da Ayos (Hagios) Sotiris ola­rak tanımlıyor.

Bu açıklamalardan çıkarılan so­nuca gelince: Zaman içinde birden fazla ki­lise Metropolitlik merkezi olarak işlev gör­müş olabilir. (Dirimtekin aynı çalışmasında, Fatih Camisi’ne çevrilen eski kilisenin Fatih zamanında şehrin alındığında Metropolitlik kilisesi olduğunu da söylüyor. Adının da Rumlar arasındaki eski rivayetlere da­yanarak Ayasofya olduğunu ekliyor.) Bu ki­liselerin yerlerini bugün kesin olarak gös­termek olanaklı değilse de Fatih (Kale) Parkı içinde bunlardan birinin (belki de bir­den fazlasının) bulunduğunu varsayabiliriz. Bugün Kale Parkı’nda kiliseden hiçbir ize rastlanmaz. Kilisenin olduğu kabul edilen yerde bulanan, üzeri kapalı olarak yerin al­tına inen bir bölüm kimilerince bir dehliz başlangıcı olarak görülür. Böyle bir dehlizin istila ve kuşatma sırasında kaçabilmek için ileride, güneydoğu Boşnakbahçe sırtlarına açıldığı, bazılarına göre de Muratçeşme’ye (Murat Suyu) kadar uzandığı söylenir. Bu­rasının bir dehliz başlangıcı olmadığı, bir ayazma’nın (kutsal su kaynak üzeri ör­tülmüş yeri olduğu da ileri sürülmektedir.

Semavi Eyice, “Trakya’da Bizans Devrine Ait Eserler” adlı incelemesinde (TTK, An­kara 1969, S. 354-55) Silivri’deki bir Hagios Spiridon Kilisesi’nden söz ediyor: “Bugünkü Silivri’de esası Bizans devrine inen, aşağı şehirde Piri Paşa camiinin arkasında olan Hagios Spyridon (Spiridon) kilisesinden şimdi bir iz görülmemektedir.”

Aşağı şehirde, Piri Paşa Camisi ar­kasında herhangi bir kilise bu­lunmamaktaydı; kiliseler Silivri kalesi için­deydi. Eyice, Turgut Reis ilkokulu karşısında bulunan bir kiliseden söz etmekte aslında. Nitekim, yazıdaki bir dipnotu da bunu kanıtlıyor: “Bir okul inşası sırasında geçen yıl kalıntıları kaldırılan eski kilisenin bu olması mümkündür.” Eski Turgut Reis il­kokulu ve başka eklentilerin, karşıda bu­lunan (şimdi hiçbir izi olmayan) kiliseye ait oldukları düşünüldüğünde, Eyice’nin şim­diki Çınar Apt. ve arkasındaki arsada bu­lunmuş olan kiliseden söz ettiği ortaya çı­kıyor. Adını kesin olarak bilmesek de burada 1920’lere kadar kullanılabilecek du­rumda olan ve bahçesinde bir ayazma bu­lunan kilise vardı. Eyice şöyle diyor: “Geçen yüzyılın sonlarına doğru, kubbesi delinmiş, hayli harap bir halde duran bu yapı, dış mimarisi bakımından Bizans sa­natının geç devrinin özelliklerini gös­teriyordu.

Geçen yüzyıl sonlarında, 1881’de Silivri zenginleri Rumlar ta­rafından, Mimar Mavrides’e tamamen yeni bir bina halinde inşa ettirilmişti. 1881’den sonraki şekli ile bu bina öncekinden o de­rece farklıdır ki, mimarın orijinal binayı ya tamamen yıktığına veya da bazen yapıldığı gibi bir kılıf içine alındığına ihtimal ve­rilebilir. Silivri’deki araştırmalarımızda bu binaya dair işarete rastlanamadı.”

Eyice’nin araştırmalarını yaptığı yıllarda bu kilise çoktan yıkılmış, içindeki birçok eşya yağma edilmiş, kereste vb. malzemeleri ka­panın elinde kalmıştı. Hatta kilisenin büyük sütunlarından birkaçı Uluşahin’lerin Ka­rasinan Çiftliği’nde bulunmaktadır.

Fatih Mahallesi’nde, Taşmektep Sokağı ile Tavanlı Çeşme Sokağı’nın kesiştiği yerde bir Ermeni kilisesi vardı. Bu kilise 1950’lerde sinema olarak kullanıldı. 1960’11 yıllarda yıktırılarak yerine ev yapıldı. Grek An­siklopedisi’ne göre Silivri’deki Ermeni ki­lisesi’nin adı Aya Yorgi idi.

Fatih (Kale) Parkı’nın kuzeyinden geçen yol üzerinde Silivrili Yahudilere ait bir sinagog (havra) bulunmaktaydı. Burası da 1960’lı yıllara kadar ayakta duruyordu, ba­kımsızlıktan yıkıldı.

Camilere gelince, Ayrıntılı biçimde an­lattığımız Piri Mehmet Paşa Camisi dışında Silivri’de şu camiler bulunuyordu:

Alibey Mahallesinde, bugünkü Devlet Has­tanesi’nin bahçesinin bulunduğu yerde Ali­bey Camisi; E-5 Karayolu yakınında, Bek­leme denilen mevki yakınında, son yıllarda yeniden yaptırılarak ibadete açılan Kır Ca­misi; Fevzipaşa Caddesi’nde 13 No.’lu evin Şerif Sokağı’na bakan bahçesinde Ka­sımpaşa Camisi.

Piri Paşa Mahallesi’nde, iskele Caddesi’nde eski Orta Gazino’nun karşısında Danişmend Mescidi. (Muharrem Hoca’nın evinin ye­rine yaptırılmış apartmanın olduğu yer. Bu­rada Danişmend (halk ‘Telaşman’ der) Dede’nin mezarı da bulunmaktadır.

Fatih Mahallesi’ndeyse, A. Apokaukos’un yaptırdığı kiliseden çevrilme eski Fatih Ca­misi vardı.

Silivri Surlarının Ortakapı denilen mevkide kapının dış kısmın da ve doğusunda, hemen hemen kapıya bitişik Abdülgani Mescidi bulunmaktaydı.

Alibey Camisi ise Balkan harbinde Bul­garlar tarafından yıkılmıştır.

Alexios Apokaukos Kilisesi

Hagios Spyridon Kilisesi

Selymbria (Silivri)’daki Diğer Kiliseler