Baron De Fontmagne’nin 1856 yılı sonlarında Fransa’dan gemiyle İstanbul’a gelirken aldığı notlardan:
“…işte Gelibolu’dan sonra Avrupa yakasının ikinci önemli merkezi Tekirdağ (Rodosto). Bu küçük şehir bir tepe üzerine kurulmuş. Bugün kullanılmayan limanı ise, geçmiş devirlerde Marmara’nın en güzel limanı olarak bilinirmiş.
“Uzaktan Doğu Roma İmparatorluğu’nun İstanbul ile birlikte merkezi olan Silivri görünüyor. Bugün onu İstanbul’a bağlayan yalnızca bir yol var. (Türkiye’de yollar parmakla sayılacak kadar az, bunları açıkça sıralamak şart) Silivri’nin güçlü bir seli var, öyle ki, Konrad ile Haçlı ordusunun onun beklenmedik baskınına uğradığı, bütün mühimmat! kaybettiklerini tarih kitapları yazar.
“Silivri’nin dağı, Akropolü ve kalesi oldukça gösterişli, ilk bakışta tesir ediyor. Ama söylendiğine göre, kapısından içeri girince yalnızca Rum ve Yahudi pisliğinden başka bir şey görülmüyormuş. Geçmiş günlerin göz kamaştırıcılığından ancak birkaç iz kalmış…”