Divan edebiyatımızın meşhur şairlerinden biri olan Keçecizade izzet Molla’da Se­limpaşa’ya uğrayanlar arasındadır: 1823’te Keşan’a sürülen Molla, bu sürgünün hi­kayesini Mihnet-i Keşan adıyla anlatırken İstanbul’dan itibaren geçtikleri konakları teker teker anlatıyor, Selimpaşa’dan hoş­lanıyor, Silivri’yi sevmiyor, Selimpaşa ve Si­livri hakkında şunları yazıyor: “Yeni evin başköşesine kilim serip, o gece Bigados’ta kaldık, orada özgürlük belirdi, Ke­çecizadelik ortaya çıktı. Köy küçük ama ha­vası güzel: O güzel han da gönül açıcı bir yerde. Bosnalı soylu bir kişi, bir bey de o gece orada konuktu. Süleyman Paşa -yeri cennet olsun-o söz ustasının babasıymış. Zamanın büyüklerinin buyruğu ile Pa­dişahın kapısına gitmekte imiş. Gelip be­nimle söyleşti, İstanbul’u sordu. Ben “Yol yordam bilseydim bu hanlar bana mekân olmazdı”, dedim.

“Selimpaşa’dan hareket ettikten sonra: Ancak iki saat geçmişti, sol yanda Silivri gö­ründü. Silivri denince sivri bir yer sanma, anlatılmaya değer bir iz yok. Aslı nedendir, sevilmez bir yer; orada bir kahve içip yola koyulduk.”