Helenistik Dönemde Silivri

Makedonya Kralı II. Filip, M.Ö. 341 yılında Trakya’nın büyük bir bölümüne, Kral Kersobleptes’i tahtından indirerek sahip olmuş, böylece egemenliğini Karadeniz’e kadar uzatmıştı.

Roma İmparatorluğu Döneminde Silivri

MÖ. II. yüzyılın ortalarına kadar önemli bir devlet konumunda olan Slymbria’nın doğu komşusu olan Byzantion ve batı komşusu Perinthos’un güçlenmesinden sonra Slymbria önemini yitirmiştir.

Bizans İmparatorluğu Döneminde Silivri

Trakya’daki kalelerden sahil yolu üzerinde ve Byzantion’a yakın olmasından dolayı önemli bir stratejiye sahip bulunan Selymbria kalesi de Bizans devrinde yeni baştan tahkim edilerek bir ileri karakol duruma getirilmiş ve güçlü akınlara karşı koyarak müdafaa kabiliyetiyle kendisinden söz ettirmiştir.

Osmanlı İmparatorluğu Döneminde Silivri

Osmanlı İmparatorluğu Anadolu’da sağlam temeller üzerine kurulduktan sonra Osmanlılar 14. yüzyılın başlarından itibaren Trakya ile ilgilenmeye başlamışlardı.

Cumhuriyet Döneminde Silivri

Kurtuluş Savaşı’nın sonunda Yunanistan’la imzalanan mübadele antlaşması ile Batı Trakya Türkleri ve İstanbul Rumları hariç, Yunanistan’daki Türkler ile Türkiye’deki Rumlar’ın karşılıklı olarak yer değiştirmelerine karar verilmiştir. Bu mübadele sırasında Silivri’ye çok miktarda göçmen yerleştirilmiştir. Mübadele 1924’te tamamlandı.

Silivri Kalesi

İstanbul’un 1-2 saat uzağında, Marmara kıyısında bir kasaba olan Silivri’de yıkık bir kale vardır ki burası, bitişik evlerle beraber Yukarı Şehir adını taşır.